Yanık Yaralanması

Yanık Yaralanması
27.02.2016
2.503

Son Güncelleme by Op.Dr Ramazan Tarık ÜNSAL

 

Yanık Yaralanması

1. Yanık Nedir?

Yanık hemen herzaman deri ve deri katlarını içeren, bazen de vücudun dışarı açılan organlarını hasara uğratan bir yaralanma türüdür. Yanık nedeni ne olursa olsun deri bütünlüğü bozulduktan sonra ortaya çıkan değişiklikler ve tedavi yöntemleri bazı farklılıklar dışında benzerlik gösterir.


2. Hangi nedenlerle yanık oluşur?

Sıcak sıvılarla haşlanma ensık karşılaşılan nedendir. Sıcak su, süt, sıcak yemek (sulu yemek veya çorbalar), çay ve kızgın yağ gibi akıcı sıvılarla oluşan yanıklar bu gruba girer.

Ev ve işyerlerinde olan yangınlarda genellikle alev yanıkları görülür. Ek olarak, özellikle kapalı alanlarda olan yanıklarda solunum sistemi de doğrudan veya dolaylı olarak yanık yaralanmasına maruz kalabilir.

Elektrik akımına bağlı yanıklar iş yerlerinde, fabrikalarda, yüksek gerilimle ortaya çıkan yanıklardır. Evlerde düşük voltajla olan yanıklar genellikle ufak yaralanmalar oluşturur ve hayati tehlike taşımazlar. Ancak yüksek enerjili elektrik yanıkları bazen ölümcül olabilecek yanık yaralanmalarına neden olabilir.

Kimyasal yanıklar da tıpkı elektrik yanıkları gibi genellikle iş yerlerinde olan yanık yaralanma türleridir. Asit, baz, fosfor, sönmüş kireç gibi birçok kimyasal ajan yanık yaralanmasına neden olabilir.

3. Kimler Risk Altında?

Kendini ya da bir başkasını kasıtlı olarak yakma gibi ne yazıkki kanıksadığımız birtakım olayları bir yana bırakırsak, yanık oluşum riskini belirleyen en önemli faktör yaştır. On beş yaş altı ve özellikle dört yaş ve bu yaşın altındaki çocuklarla bedensel engelli çocuklarda daha yüksek bir yanık tehlike riski söz konusudur. Bu yaş grubunda tehlikeyi sezme ve gerekli önlemleri alma, kaçınma gibi yetiler henüz gelişmemiştir. Dolayısıyla yanığa maruz kalma olasılığı artmaktadır. Bu duruma bir de ailenin bilinçsizliği ve ilgisizliği de eklenirse yanık riski daha da yükselir. Kalabalık evlerde, geçimsiz ailelerde, eğitim ve gelir düzeyinin yetersiz olduğu durumlarda bilinçsizlik ve ilgisizliğe daha çok rastlanılmaktadır.

Aktif çalışma yaş grubu olarak niteleyebileceğimiz 18-45 yaş grubunda iş kazalarına bağlı yanıklar daha sık görülmektedir. Çocuklarda görülen yanıklar daha çok evlerde meydana gelirken, bu yaş grubunda yanıklar iş yerlerinde ve açık alanlarda ortaya çıkmaktadır. Bu yaş grubunda ortaya çıkan yanıklar daha ölümcül ya da sakat bırakıcı nitelikte olmaktadır.

Yaşlı insanlar diğer bir risk grubunu oluşturmaktadır. Çünkü bu insanlar herhangi bir kaza veya yangın sırasında, hareket yetenekleri kısıtlı olduğundan, kaçıp kurtulma şansları daha azdır.

Özetle yangınlarda çocuklar, bedensel engelliler ve yaşlılar daha fazla yanık yaralanmasına maruz kalmaktadırlar.


4. Derinin görevleri nelerdir, yanıktan nasıl etkilenir?

Deri, bir organ olarak kabul edilmese de birçok fonksiyonuyla normal yaşamın sağlanması ve devam ettirilmesinde önemli bir rol oynar. Deriye özgü ve yaşamsal öneme sahip fonksiyonlar şu şekilde özetlenebilir:
• Koruyucu – belli bir eşik değere kadar sıcak, soğuk, radyasyon, basınç gibi dış etklenlere karşı koruma.
• İmmünolojik – mikroorganizmaların vücuda girişini engelleme, deriden girenlere karşı bağışıklı reaksiyonu.
• Sıvı, protein ve elektrolit dengesi – sıvı, protein ve elektrolit kaybını önlemenin yanında atılımında düzenleyici fonksiyon.
• Termoregülasyon – ortamın ısısına göre ısı kaybını önleme veya artırma.
• Duysal – sinir uçları ile uyarıları alma ve gerekli yanıtı verme.
• Sosyal – çekicilik, güzellik gibi etkilerle sosyal hayatta kişilerin dış görünümünü belirleme.
• Metabolizma – D vitamini sentezlenmesi.

Yanık yaralanmaları ile bu fonksiyonlar kısmen veya tamamen ortadan kalkar.


5. Her yanık yarası aynımıdır?

Yanık yaraları derinin etkilenme derinliğine göre başlıca dört derecede değerlendirilir. Bu derecelendirme hem ortak dil kullanma hem de tıbbi ve cerrahi tedavinin belirlenmesinde son derece önemlidir.

Yanık derinlikleri şu şekilde tanımlanabilir;

Birinci derece yanıklar: Sadece derinin yüzeyel kısmını ilgilendirir. Ağrıya neden olması dışında klinik bir önemi yoktur. Etkilenen bölge başlangıçta kırmızı görünümdedir. Daha sonra soyulma (deskuamasyon) olur ve 7 gün içerisinde herhangi bir iz bırakmadan iyileşir.

İkinci derece yanıklar:Birinci derece yanıklara göre daha derin yanıklardır. Bu tip yanıklar da ağrılıdır. Birinci derece yanıklardan en önemli farkı bül denilen içi sıvı dolu kesecikler içermesidir. Kıl kökleri ve ter bezlerinden başlayarak epidermisin yeniden oluşması ile hızlı ve tam iyileşme olur. Iyileşme genellikle iki hafta içerisinde tamalanır. Bu tür yanıklarda yara infkesiyonu gelişirse yara derinleşebilir ve hem tedavisi zorlaşır hem de ciltte kalıcı iz bırakabilir. Bu nedenle yara bakımında çok dikkatli olmak gerekir.

Üçüncü derece yanıklar: Derinin tüm katlarını içerir. Yara kenarlarında sınırlı bir büzülme ve epitelizasyon dışında kendiliğinden iyileşme olmaz. Mutlaka yanık yarası çıkartılmalı ve vücudun başka bir yerinden alınan deri ile örtülmelidir.

Dördüncü derece yanıklar : Derinin tüm katları yanında altında bulunan ciltaltı yağ dokusu, kas, tendon, kemik gibi yapıları içine alır. Geniş cerrahi girişmlerle yanıklı deri çıkartılmalıdır. Bazen ilgili bölgenin çıkartılması gerekebilir. Bu tür girişimler geride mutlaka kalıcı iz bırakır.


6. Yanıklarda ilk yardım nasıl yapılmalıdır?

Yanmakta olan bir kişiye ilkyardım, yanmanın durdurulmasıyla başlar. Eğer kişi koşuyorsa onu durdurup üzerine halı, battaniye gibi örtüler kapatılarak yanmayı destekleyen hava teması kesilmelidir. Eğer kişi elektrik çarpmasına uğramışsa, hızla elektrik temasından uzaklaştırılmalıdır. Bunun en güvenli ve kesin yolu elektrik akımının şebekeden derhal kesilmesidir. Tüm bunları yaparken en önemli konu kurtarıcının bir kazazede haline gelmemesidir.

Eğer yanan kişide kimyasal yanık varsa yanık yerler bol suyla yıkanmalı, kimyasal ajan olabildiğince seyreltilmelidir.

Yanmış kişinin üzerindekiler ve yüzük, bilezik gibi takılar mutlaka çıkarılmalıdır. Duruma göre hasta hızla bir ilkyardım merkezine yetiştirilmelidir. Bilinmelidir ki 45 derecenin altında önemli bir yanık yarası oluşmaz. 45-50 derece arasında deri ve vücut doku hücrelerinde hafif yıkımlar görülür. 65 derecenin üzerinde hücre proteinlerinde denatürasyon ve koaglasyon olur. 70 derecede deride nekroz oluşarak deri ve doku damarlarında geçirgenlik artar ve vücut su toplar.

Genellikle olduğu gibi vücudun çok az bir kısmını ilgilendiren yanıklarda (çay dökülmesi, ütüyle temas gibi) yapılması gereken en önemli şey ılık su ile yanık bölgenin yıkanmasıdır. Böylece ağrı daha az olacak, yanık derinliğinin artması ve ödem azaltılacak veya önlenecektir. Dikkat edilmesi gereken bir konu bu işlemin ilk 10 dakika içinde yapılması gerekliliğidir. Bu sure uzarya su ile yıkamadan beklenen yarar görülmeyecektir. Yaraya antibiyotik veya benzeri pomat türü ilaçların kullanımı gereksizdir. Yarayı nemli tutmak ve kurumasını önlemek için krem kullanılabilir. Ağrıyı kesmek için ağızdan ağrı kesici ilaçlar alınabilir.

 

 

ETİKETLER: ,
Ziyaretçi Yorumları

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Whatsapp
Op.DR.Ramazan Tarık ÜNSAL
Op.DR.Ramazan Tarık ÜNSAL
Merhaba Size Nasıl Yardımcı olabilirim.?